AIDS, 32 milyon kişinin ölümüne neden oldu
MERSİN İL SAĞLIK MÜDÜRÜ DR. SİNAN BAHÇACI, HIV ENFEKSİYONUNUN DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE CİDDİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU OLDUĞUNU BELİRTEREK, BM’NİN 2019 RAPORUNA GÖRE, HIV EPİDEMİSİNİN BAŞLANGICINDAN BU YANA DÜNYADA 74,9 MİLYON KİŞİNİN HIV İLE ENFEKTE OLDUĞUNU, 32 MİLYON KİŞİNİN İSE AIDS İLE İLİŞKİLİ HASTALIKLAR NEDENİ İLE HAYATINI KAYBETTİĞİNİ BİLDİRDİ.
MERSİN (İHA) – Mersin İl Sağlık Müdürü Dr. Sinan Bahçacı, HIV enfeksiyonunun dünyada ve Türkiye’de ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, BM’nin 2019 raporuna göre, HIV epidemisinin başlangıcından bu yana dünyada 74,9 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğunu, 32 milyon kişinin ise AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi.
İl Sağlık Müdürü Bahçacı, 1 Aralık Dünya AIDS Günü kapsamında açıklama yaparak, uyarılarda bulundu. İlk çıkışı 1960’lı yıllara, ilk tanısı da 1980’li yılların başına dayanan HIV enfeksiyonunun, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ciddi bir halk sağlığı sorunu ve toplumsal sorun olduğunu vurgulayan Bahçacı, “HIV enfeksiyonu; korunmasız her türlü cinsel temas, enjektör paylaşımı, enfekte kan ve kan ürünleri transfüzyonu veya anneden bebeğe gebelik döneminde, doğum sırasında veya doğum sonrasında emzirmeyle bulaşabilmektedir. Bulaşma yollarının çeşitliliğine bağlı olarak HIV enfeksiyonu tüm yaş gruplarında görülebilmektedir. HIV pozitif kişilerle aynı iş yerinde çalışmakla, aynı okulda okumakla, aynı ortamda bulunmakla, ortak çatal kaşık kullanmakla; dokunmak ve tokalaşmakla; telefon, kitap, defter gibi araçlar ile duş-banyo alanlarını, havuzları, tuvaletleri ortak kullanmakla, böcek ısırması ve sinek sokması ile HIV enfeksiyonu bulaşmamaktadır” dedi.
32 milyon kişi öldü
HIV/AIDS epidemisinin, bugün küresel ölçekte önemli bir boyuta ulaştığına işaret eden Bahçacı, Birleşmiş Milletler (BM) HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2019 yılı raporuna göre, dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bu yana 74,9 milyon kişinin HIV ile enfekte olduğunu kaydetti. Aynı rapora göre, 32 milyon kişinin ise AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeni ile hayatını kaybettiğine dikkat çeken Bahçacı, “Ülkemiz, HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkla görüldüğü ülkeler arasında yer almaktadır. Bulaş yoluna göre dağılıma bakıldığında, ülkemizde bildirimi yapılan vakaların yüzde 50’sinde bulaş yolu bildirilmemiştir. Bulaş yolu bildirilen vakalar içerisinde cinsel yolla bulaş yüzde 98, damar içi madde kullanımı yoluyla bulaş yüzde 2’dir” ifadelerini kullandı.
“HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır”
Bahçacı, önemli bir halk sağlığı sorunu boyutuna ulaşan HIV/AIDS epidemisinin; morbidite, mortalite, ayırımcılık, insan hakları, işgücü, istihdam, ekonomi ve hukuk başta olmak üzere çok çeşitli konularda toplumsal yansımaları ve sonuçları olan ve bütüncül bir yaklaşım gerektiren ciddi bir mesele olduğunun altını çizdi. HIV/AIDS konusunda önleme ve etkin tedaviye erişim programlarını içeren küresel çabaların, umut verici gelişmeleri beraberinde getirdiğini ifade eden Bahçacı, şöyle devam etti: “Deneyimler; uygun politika ve stratejilerin HIV salgınlarını önleyebildiğini, yavaşlatabildiğini ve hatta tersine çevirebildiğini göstermektedir. Etkili HIV önleme müdahaleleri arasında; kondom kullanımı, temiz enjeksiyon ekipmanı temini, opioid ikame tedavisi, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların tedavisi ve HIV testi ve danışmanlığı yer almaktadır. HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır ve korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur. En sık görülen bulaşma yolunun cinsel temas olması nedeni ile tek eşliliğin yanı sıra, riskli cinsel temasta kondom kullanımı hastalığın cinsel yolla bulaşmasına karşı en güvenli ve basit korunma yoludur. Şüpheli durumlarda ise vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna müracaat ederek test yaptırmak gerekir.”
“Türkiye’de başarılı adımlar atıldı”
Türkiye’de HIV/AIDS ile mücadelede bugüne kadar başarılı adımlar atıldığını vurgulayan Bahçacı, bu alanda yapılan çalışmaları şöyle anlattı:
“1986 yılından bu yana kan ve kan ürünleri ile bulaşmaya karşı insanları koruma amacı ile tüm kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmekte, ayrıca 1987 yılından beri organ ve doku nakilleri öncesinde de gerekli testler yapılmaktadır. HIV ile yaşayan kişilerin tedaviye kolay ve kesintisiz erişiminin sağlanması, sosyal destek, bakım olanaklarının iyileştirilmesi ve yaşam kalitelerinin arttırılması için de sağlık hizmetleri sunumunda gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Ülkemizde, tanı konan ve bildirimi yapılan tüm hastaların tedavi ve bakım hizmetlerine erişmelerini sağlayan Genel Sağlık Sigortası uygulaması pek çok ülkeye örnek oluşturabilecek bir uygulamadır ve ilaca erişimde sorun yaşanmamaktadır. HIV enfeksiyonunun varlığını saptamak amacıyla riskli davranışları olan kişiler ve şikayeti olan herhangi bir kişi, istediği sağlık kurumuna başvurması durumunda testleri yapılmakta ve test sonucunun pozitif çıkması halinde HIV pozitif kişi GSS kapsamında takip ve tedaviye alınmaktadır. Bu kapsamda verilerin daha güvenilir şekilde toplanabilmesi ve doğrulama sürecinin kısaltılarak vakalara zamanında müdahale edilmesi, HIV pozitif kişilerin düzenli takip ve tedavisinin yapılarak tedavi sürekliliğinin sağlanması ve HIV pozitif gebelerin takip edilmesi amaçlarına yönelik Elektronik HIV/AIDS Bilgi Sistemi oluşturulmuştur. Hastalık kontrol programı çerçevesinde, ülkemiz genelindeki HIV/AIDS tanı, tedavi, izlem ve korunma uygulamalarında standardizasyonun sağlanması, sunulmakta olan hizmetlerin niteliğinin yükseltilmesi ve sağlık çalışanlarına rehberlik etmesi amacıyla uluslararası algoritmalarda yapılan güncellemeler doğrultusunda HIV/AIDS Tanı Tedavi Rehberi 2019 yayımlanmıştır. Ayrıca, yeni vaka sayısını azaltmak amacıyla farkındalık ve bilgilendirme için tüm hedef gruplarda akran eğitimi dahil eğitim faaliyetleri desteklenmektedir. HIV hayatın içinde; bilmek, korunmak, tedavi olmak ve bulaştırmamak elimizde.”